Hastalığınızı ilk nasıl fark ettiniz ve doktora gitme kararını nasıl aldınız?

Merhabalar ben Elif Bozkurt. Şu an 24 yaşındayım. Ben hastalığımı öğrendiğimde 22 yaşındaydım. Duş alırken elime bir kitle geldi ve öyle fark ettim. Duştan çıkıp anneme gösterdim. Annem ertesi gün hemen randevu alıp beni doktora götürdü.

Doktorunuzun teşhisi söylerken ki yaklaşımı size ne hissettirdi veya siz doktor olsaydınız kendinize hastalığınızı nasıl söylerdiniz?

Doktorum ilk önce ailede meme kanseri olup olmadığını sordu ve bir an duraksamadan yüzüme karşı bana meme kanseri olduğumu söyledi. O an hiç tepki veremedim; ama annem gözyaşlarını tutamadı. Ben olsam biraz daha sükunetle anlatırdım ve derdim ki: sen gençsin her şeyin üstesinden gelirsin.’’

Kanser hastası olduğunuzu öğrendiğinizde durumu paylaşmak istediniz mi ya da ilk kiminle paylaştınız?

Evet direk ablamı aradım ve meme kanseri olduğumu söyledim. Önce inanmadı ve şaka yaptığımı düşündü. Belki de bu hastalığı bana yakıştıramadı. Hastaneden çıktıktan sonra da annemle birlikte iş yerime gittim. Durumumu şeflerimle paylaştım ve orada kendimi tutamadım. Pet çekilmem gerektiğini söyleyerek 2 gün izin istedim. Onlar da bana 1 hafta izin verdiler. Bilemezdim ki o günlerin son iş günüm olduğunu…

Yakınlarınızın hastalığınızı öğrendiğindeki ilk tepkileri ne oldu? Aslında siz nasıl olmasını isterdiniz?

İnanmak istemediler ya da bana duygularını hiç belli etmediler. Ben de kendim gibi güçlü bir aileye sahibim ve aslında onlar da tam da benim istediğim gibi bana davrandılar.

Hastalığınızı nasıl kabullendiniz? Bu sürece alışmanızı kolaylaştıran en kuvvetli duygu neydi?

Hastalığımı kabullenebildim, çünkü ne gelirse Allah'tandır. Belki de bu bana bir hediyeydi, daha kötüsü de olabilirdi. Bu süreci çok kolay atlattım. Çünkü moralim yüksekti ve sürekli sürprizlerle dolu bir hayatım vardı.

Günümüzde sizin de ‘’10 Amozon Yüksek Doz Yaşam’’ kitabı ile yaptığınız gibi kanser farkındalığı için birçok başarılı projeye imza atılıyor. Örneğin; Endüstri Ürünleri Tasarımcısı olan İlhan Berk; sadece gülümsendiğinde kişiyi gösteren bir ayna tasarlamış. Berk röportajında genç yaşta astım teşhisi konulmasıyla sıklaşan hastane ziyaretlerinden yola çıkarak mizah yoluyla tedaviye katkıda bulunması amacıyla böyle bir ürün geliştirdiğini açıklamış. Sizce de moral ve gülümsemek tedavi için ne kadar önemli? Sizce kanser tedavisi boyunca psikolojik destek almak gerekir mi?

Tam benlik soru olmuş. Gülümsemek ve moral gerçekten çok önemli. Çünkü hastalığımı ben böyle yendim ve hep pozitif düşündüm. Hayatla dalga geçtim ve gülümsedim. Psikolojik destek konusuna gelince, hem hastanın hem de ailesinin bu desteği alması gerektiğini düşünüyorum.

Tedaviniz sırasında yaşantınız ile ilgili nelere dikkat ettiniz?

Kalabalıktan uzak durdum ve yediklerime dikkat ettim. Enfeksiyon kapmamak için maskeyle dolaşmam gerekiyordu ve ben adeta onunla aşk yaşadım.

Kanserle savaşta kendinizi nasıl konumlandırıyorsunuz? Kontrol öncesi kaygılarınızı nasıl yönetiyorsunuz?

Hep iyiyi düşündüm. Kötüyü aklımın ucundan bile geçirmedim.

Stresin insan hayatı üzerindeki etkisi tartışılmaz. Kansere yakalandıktan sonra kendinizi stresten uzak tutmak için neler yaptınız?

Olumsuz insanlardan uzak durdum, görüşmek dahi istemedim.

Son olarak hastalığınızı öğrendikten sonra hayata bakış açınızda neler değişti ve bize bununla ilgili hayata dair verebileceğiniz mesajı tek cümleyle nasıl dile getirirsiniz?

Hayatın ne kadar kısa olduğunu ve insanları kırmadan yaşamak gerektiğini öğrendim.

Elif Bozkurt